İndeks
 Ana Sayfa
 Editör'ün Notu
 Temel Bilgiler
 Akıllı Moleküller
 Genlerin Dünyası
 Hücre
 Deniz Biyolojisi
 Bitkilerin Dilinden
 Vahşi Çiçekler
 Mikrobiyoloji
 Virüsler
 Biyokimya-I
 Biyokimya-II
 Ekoloji
 İlginç Canlılar
 Kainatın Dengeleri
 Sözlük
 Sözlük (Geniş Kapsamlı - ENG)
 Duvar Kağıtları
 Faydalı Linkler
 E-Posta
Evrime Dair
 Önsöz
 İlkel Çorbada Neler Var?
 Fosillerin Görüşleri
 Evrimin Mutasyon Çıkmazı-1
 Evrimin Mutasyon Çıkmazı-2
 Evrimin Mutasyon Çıkmazı-3
 Kompleks Sistemler-1
 Kompleks Sistemler-2
 Bir Yanılgı Olarak Evrim-1
 Bir Yanılgı Olarak Evrim-2
 Sonuç
Kuantum Dünyası
 Kuantum Fiziği ve Determinizm-1
 Kuantum Fiziği ve Determinizm-2
 Kuantum Fiziği ve Determinizm-3
 Kuantum Fiziği ve Determinizm-4
 Kuantum Fiziği ve Determinizm-5
 Geçmişten Günümüze Kuantum-1
 Geçmişten Günümüze Kuantum-2

İstanbul

Site Grafikleri
1024 x 768 Ekran Çözünürlüğünde En İyi Şekilde Görünür.

EVRİMİN MUTASYON ÇIKMAZI (1)




Mutasyon nükleotid veya kromozom düzeyindeki rastlantısal değişimlerdir. Nükleotidler DNA üzerindeki kodları oluşturur. Kromozomlar ise DNA ipliğinin yumak şeklinde sarmalanmış halidir. Öncelikle DNA’nın yapısını örnekle açıklamak gerekir.

  Bir kütüphane düşünelim. İçinde her biri 500 sayfadan oluşan tam 3500 tane kitabın olduğu küçük bir kütüphane. Kitapların tamamı polisiye romanın bir cildini oluştursun.

  Yani bu polisiye roman bir biri ardına yazılmış 3500 kitaptan oluşan dev bir seri niteliğinde bir roman olacak. Her bir kitap bir diğerinin tamamlayıcısı olarak kütüphaneye konmuş olsun. Sadece tek bir cildi okumayıp diğer cilde atladığınızda bütünlüğünün bozulacağını düşünün.Kitaplardan her birisi bir kromozom, içinde yer alan 500 sayfadan her birisi bir gen ve sayfadaki her harf o geni oluşturan bazı temsil etsin, yani Adenin, Guanin, Sitozin ve Timin bazlarından her birisi bir harfi temsil edecek.

 Şimdi kütüphaneye okuma-yazma bilmeyen gözü bağlı bir adamı sokuyorsunuz ve bu adamdan kitaplardan sadece birisini rastgele seçmesini, seçtiği kitaptan bir sayfayı açmasını ve açtığı sayfadan sadece bir kelime seçerek o kelimenin içindeki harfleri rastlantısal olarak değiştirmesini istiyorsunuz. Hatta adama başka seçenekler de sunuyorsunuz. Şimdi bu seçenekleri sıralayalım:

1-  Adam tıpkı “scrabble” oyununda olduğu gibi bir harfi seçip çıkarıyor, fazladan harf ekliyor ya da harflerin sayısını değiştirmeden sadece yerlerini değiştirebiliyor

2-  Tek bir harfi seçmek yerine sayfadaki onlarca kelimenin yerini rastlantısal olarak değiştirme olanağı da veriliyor

3-  Kelimelerin yerini değiştirmek yerine sayfanın muhtelif yerlerinden harfleri ya da kelimeleri çekip alabiliyor

4-  Ya da sayfanın muhtelif yerlerine yeni harfler veya bu harflerin rastgele dizilmesiyle oluşan (ama kendisince bir anlam ifade etmeyen) kelimeler ekleyebiliyor

5-  Kitabın belli bir sayfasını ya da sayfalarını yırtıp içinden alarak sayfa sayısını azaltabiliyor

6-  Yırttığı sayfaları kütüphanedeki başka bir kitabın arasına rastgele ekleyebiliyor

7-  Ya da rastlantısal olarak harfleri eklediği bazı sayfaları rastgele seçtiği bazı kitapların içlerine yerleştirebiliyor

8- Son olarak belli kitapları kütüphaneden çıkarabiliyor, kütüphaneye dışarıdan getirdiği kitapları ekleyebiliyor ya da o kitapların yerlerini değiştirebiliyor olsun.

 Adamın okuma-yazma bilmediğini ve kör olduğunu göz ardı etmezseniz yapılacak herhangi bir değişiklik ile kütüphanedeki kitapların zamanla polisiye romandan bir şiir kitabına dönüşmesini beklemek tam anlamıyla imkansızdır. Buna karşın evrim teorisi size bu kütüphanedeki 3500 dizilik polisiye romanın kör adamın rastlantısal harf değişiklikleri ile milyonlarca yıl süre içerisinde şiir kitabına dönüşebileceğini söyler.

 Örnekteki adamımız mutajenleri temsil eder. Yani gen üzerindeki bazların sayı ve dizilimlerini değiştiren fiziksel ve kimyasal faktörlerden birisidir. Görüldüğü üzere mutajenlerin ortaya çıkması ve DNA’nın hangi bölgesine etki edeceği tamamen rastlantısal olup herhangi bir doğal güç (mesela sıcaklık, rüzgar, nem, beslenme koşulları veya av-avcı ilişkisi) o mutajeni genin belli yerindeki belli sayıda bazları değiştirmeye zorlayamaz. Yani canlının içinde bulunduğu çevre koşulları o canlının DNA’sına etki edecek mutajeni yönlendirme gibi bir mekanizmaya sahip değildir. Çünkü ne çevre koşulları ne de o çevre koşullarında ortaya çıkan mutajenler DNA’yı bir bilinçli dizayn doğrultusunda değil tamamen rastlantısal olarak değiştirirler.

 Dawkins’in temelde açıklayamadığı 1. nokta burasıdır. Mesele mutasyonun ortaya çıkıp çıkmaması değildir, mutasyonlar kesinlikle ortaya çıkarlar. Ancak mutasyonun ortaya çıkarak ve canlının milyarlarca baz dizisini (yani kütüphanedeki kitapların harflerini) değiştirerek o canlıya yeni fonksiyonlar kazandırması ancak bilinçli bir müdahele ile gerçekleşebilir. Eğer Dawkins (ve diğer bütün evrimciler) doğadaki bilinçli bir müdahaleyi kabul etmeyecekse –ki bu pozitivizm açısından mümkün değildir- yeni fonksiyonları “kör adam” ile açıklamaktan başka seçenekleri olamaz. Dolayısıyla mutajenleri yani kör adamları yönlendirecek bir bilinç yoksa polisiye roman dizimiz daha başlangıç aşamasından itibaren bütünlüğünü kaybediverir.

 Evrimin milyon yıllık süreçle ilintili argümanlarına geri dönelim. Bilim adamları mutasyonun ortaya çıkmasının akabinde sırasıyla şunların olduğunu iddia ederler.

I-  “Mutasyon rastlantısal olarak ortaya çıkar ve DNA üzerinde değişikliğe neden olabilir (veya etkisiz kalabilir).”

II-  “Mutasyonun ortaya çıkması ile DNA üzerindeki değişiklik eğer zararlı ise canlı mutasyon sürecinin daha başından itibaren adaptasyon yani bulunduğu ortama uyum niteliğini kaybedeceğinden ortam şartlarına ayak uyduramaz ve doğal seçilime uğrayarak ortadan kalkar.“

III-  “Mutasyonun canlıya bir fayda sağlaması durumundan o mutasyon korunarak canlıda kalıtsal bir özellik kazanılması sağlanmış olur. Bu durum varyasyona yani tür içinde çeşitliliğe yol açar.”

Şimdi burada parantez açıyorum, ileride 4. Madde ile devam edeceğim.

Kütüphane örneğinde görüldüğü üzere okuma-yazma bilmeyen ve kör olan adamın sadece ellerini kullanarak yapacağı en küçük bir değişiklik polisiye romanın anında bütünlüğünü kaybetmesine neden olur. Herhangi bir mutajenin DNA üzerinde yapacağı değişiklik (ister baz seviyesinde ister kromozom seviyesinde olsun) genlerin bütünlüğünü bozacağından DNA’nın o kısmının işlevini yitirmesine neden olur çünkü değişiklik rastlantısal olduğundan sonuç kaçınılmaz olarak ölümcül olur.

Bu durum evrimcilerin yaptıkları binlerce deneysel çalışmalara rağmen neden yararlı bir mutasyon göremediklerini açıklamaktadır.

Son maddeyi biraz daha genişletelim. Mutasyonun rastlantısal olarak ortaya çıkması bazen bütünlüğü bozmasa da en iyi ihtimalle etkisiz kalır. Etkisiz kalması o canlı için en iyi ihtimalle genetik olarak zarara uğramaması anlamına gelir ki canlının çevreye uyumunu yani adaptasyonunu etkilemez.

Biz yine de mutasyonun en iyi ihtimalle etkisiz kaldığını kabul edelim. Mesela romanda geçen “karlar üzerinde yürürken” kelimesinin “kalar üzerinde yürürken” şeklinde değiştiğini varsayın. Değişiklik romanın bütünlüğünü, anlamını ve akışını bozmamaktadır. Fakat bu değişikliğin bile romanın anlamı geliştirmeye yol açacak bir mutasyon olmadığı görülüyor.

İkinci olarak evrimciler DNA’daki herhangi bir gen üzerinde meydana gelebilecek bir mutasyonun ilerleyen zamanlarda ikinci kez ve aynı gen üzerinde başka bir değişikliğe uğrama ihtimalini tamamen göz ardı ediyorlar.

Dawkins’in açıklayamadığı 2. temel nokta burasıdır. Örnekle açıklayalım:

 Kör adamın yapacağı değişiklikler (yani mutasyonlar) tamamen rastlantısal olduğundan kütüphanedeki herhangi bir kitap içindeki herhangi bir sayfanın içinde yer alan herhangi bir kelimenin imkansız olsa bile anlamlı bir değişikliğe uğramasının ardından yine aynı kelimenin milyonlarca yıllık zaman dilimleri içinde 2. defa mutasyona uğramayacağının garantisi yoktur.

 Mesela bir canlının X kromozomunda yer alan bir Y geni olsun. Bu gen üzerindeki yüzlerce nükleotidlerden belli bir kısmı üzerinde mutasyon meydana gelsin. Hatta bu mutasyonun en iyi ihtimalin de ötesinde canlı hücresinin içinde yeni bir proteinin oluşumunu sağlayacak bir değişikliğe neden olduğunu varsayalım. Milyonlarca yıllık zaman dilimi içinde aynı gen ve aynı nükleotidler üzerinde ikinci bir mutasyon olmasını engelleyecek biyolojik bir koruma mekanizması yoktur. Diğer bir şekilde ifade etmem gerekirse hücre içindeki fizyolojik ve biyokimyasal mekanizmalar ortaya çıkan bu yeni proteini koruma eğilimi göstermezler. Canlının ise genlerinde olup bitenlerden zaten haberi bile olmadığından hücresinde tesadüfen oluşacak o proteinin faydasını kalıtsal olarak muhafaza edecek bir bilince ve dolayısıyla biyolojik müdahaleye de sahip olamayacaktır.

 İşi daha da içinden çıkılmaz kılan ise mutasyon sonunda ortaya çıkacak (imkansız bile olsa faydalı olarak kabul ettiğimiz) bir proteinin canlının içine bulunduğu ortama adaptasyonunu kolaylaştıracak bir fonksiyonu elzem kılmasıdır. Yani astronomik rakamlarla ifade edilecek bir tesadüfler silsilesi içinde ortaya çıkacak bir faydalı mutasyonun etkisiyle oluşan yeni proteinin o canlının içinde bulunduğu ortama uyumunu da sağlayacak yeni fonksiyonlar kazandırması gerekir ki canlı o mutasyondan bir fayda görebilsin. Mesela bu faydalı proteinin bir kuşun gözü içinde meydana gelmesi, kuşun görüşünü keskinleştirmesini sağlayabilir.

 Ancak imkansızlıklar zinciri burada da bitmiyor. Gözün keskinleşmesi için sadece bir protein değil aynı anda yüzlerce proteinin, gözün merceğinden irisine, damarlarından kas yapısına kadar bütün anatomik yapılarının da bu proteinle eşgüdümlü olarak değişime uğraması gerekmektedir ki tüm bu değişiklikleri aşamalı mutasyonlarla açıklamak tam manasıyla imkansızdır. Çünkü gelinen noktada “İndirgenemez Kompleks” sistemlere dayanırız. Söz konusu sistemleri de kör adam örneğinde olduğu gibi rastlantısal mutasyonlarla açıklamaya çalışmak ancak delilik olur.

(1. Bölüm Sonu)

2.Bölüm
3.Bölüm

 


 


Yukarı Çık

Ana Sayfa | Editör'ün Notu | Sözlük | Duvar Kağıtları | Linkler

 

instagram.com/ahmet.eksik

biyolojidunyasi@hotmail.com